SEVABIN BÜYÜĞÜ

Bişr-i Hafî hazretleri “rahmetullahi aleyh” evliyanın büyüklerindendir. Nâfile hacca gideceklerden bir kimse, ona vedâ için geldi ve; “Ben hacca gidiyorum, bir emriniz var mı efendim?” deyince; “Ne kadar harçlığın var?” diye sordu. “İki bin dirhem harçlığım var” diye cevap verdi.

Bişr-i Hafî hazretleri: “Hacca gitmekle zühdü mü, yoksa Kâbe’ye olan aşkını mı, yoksa Allah rızâsını mı kastediyorsun?” diye sorunca, adam; “Allah rızâsını kastediyorum” dedi.

Bunun üzerine Bişr-i Hafî hazretleri; “O halde evinde dururken, Allah’ın rızâsını kazandıracak bir şeyi sana söylersem, yapar mısın?” deyince; “Evet yaparım” karşılığını verdi. Bunun üzerine Bişr-i Hafî hazretleri; “O halde sen bu iki bin dirhemi, borcunu ödeyemeyen bir fakire, yiyeceği olmayan bir yoksula, nüfusu kalabalık, geçimi dar olan bir âileye, yetimi sevindiren bir yetim bakıcısına ve bunlar gibi on kişiye yirmişer dirhem ve hattâ istersen hepsini bunlardan birine ver.

Zîrâ Müslümanı sevindirmek, düşkünlere el uzatmak, sıkıntıyı gidermek ve zayıflara yardım etmek, nâfile olarak yapılan yüz hacdan daha sevaptır.

You may also like...