Sayı Sembolleri
780 yılında Özbekistan’ın Karizmi kentinde dünyaya gelen Müslüman bilim adamı Harezmi’nin bulduğu ve tüm dünyanın kullandığı semboller.
Her sembol, temsil ettiği sayı kadar açıya sahip.
Şimdi bütün bilim ve teknolojinin temeli bu sembollerdir.
DÖRT KAPI
Öğrencilerinden biri Mevlâna’ya sormuş:
“Efendim, bu Dört Kapı meselesini ben pek anlayamıyorum. bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız?”
“şimdi bak; karşı medresede dersini çalışan dört kişi var ve hepsi rahlelerine eğilmiş Kur’ân’ı Kerim okuyorlar. sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım.”
Öğrenci gitmiş, birincinin ensesine bir tokat akşetmiş. tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlâna’nın öğrencisini yere yıkmış.
Öğrenci dayağı yemiş, korkmuşta üstelik…
Geri dönecek ama hocasına itaat var…
Yaradana güvenip; ikinci talebenin yanına gidip de bir tokat akşetmiş.
o da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış. Tam tokada karşılık vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.
Öğrenci devam etmiş, üçüncüye de bir tokat atmış. üçüncü şöyle bir kafasını çevirip uzunca baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.
Dördüncü talebe ise, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.
Öğrenci Mevlâna’ya dönmüş, olanları anlatmış.
Mevlâna:
“işte sana istediğin örnekler…
– birinci, inanç kapısını geçememiş, kapı eşiğinde biri idi. Inancımızda kısasa kısas hak olduğu için, tokadı yiyince kalktı, aynısını sana iade etti.
– ikinci talebe, henuz tarikat kapısındaydı. tokadı yiyince o da kalktı, tam tokadı iade edecekti ki, tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi. “sana kötülük yapana bile iyilik yap”. onun için döndü, oturdu.
– üçüncü, marifet kapısına kadar gelmişti. iyinin ve kötünün tek Yaradan’dan geldiğini bilir, inanır. Yaradan; bu kötülüğe hangi kulunu alet etti diye merakından, sadece şöyle bir dönüp baktı.
– dördüncü, hakikat kapısındaydı. iyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu ve aynı olduğunu bilir. onun için dönüp bakmadı bile.…”