ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK SENDROMU
Şartlanmışlıklarımız bizi ne kadar yönetiyor?
Fili ayağının birinden zincirle bir ağaca bağlamışlar.
Fil önceleri direnmiş ama önüne sistematik olarak yiyeceğini de getiriyorlamış.
Fil ayağını kurtarmaya çalıştıkça yemeğini koymuşlar önüne.
Bir süre sonra fil bu durumu kabullenmiş, hiç ayağını kurtarmaya çalışmamış.
Fil ağaca mahkum olmuş.
Bir fil kaç ton gelir?
Bir ağacı yerinden sökebilecek ağırlığa, güce ve dirayete sahip değil mi?
ve bu fil ayağını zinicirden kurtaracak güce sahip iken hiç kurtulamamış o zincirden…
Kurtulamamış mı, yoksa kendi mi kurtulmak istememiş?
Bu araştırma bize önüne konan yemekle şartlanan fili yani zihnimizde kendimize koyduğumuz ya da izin verdiğimiz zihinsel kalıplarımızı gösteriyor aslında..
Kendi kendimizi bu öğretilmiş çaresizlik yada şartlanmışlıklarımızla nasıl esaret aldığımızın çok güzel bir örneği..
Yaşamda da bizler de öyle değil miyiz?
Sınırlarımızı, şartlarımızı kendimiz koyuyoruz, inançlarımızla…
Şartlarımız var kendimizce belirlediğimiz..
Özgürüz zannediyoruz ancak tüm bunlarla özgür bir zihin midir bizde var olan?
Sınırımız nerede başlıyor, nerede bitiyor, nasıl tanımlıyoruz onları?
Zihnin mi sana, sen mi zihnine hizmet ediyorsun?
Bir kağıt al, tam ortasına bir nokta koy, noktanın etrafına bir çember çiz..
Bak bakalım çemberin çapı kısa mı uzun mu?
Şimdi sor kendine;
Ortadaki senin, etrafındaki çemberi daha da genişletmek için tam olarak neye ihtiyacı var?