Hidâyet Yoluna Dâvet

Cenâb-ı Hak buyuruyor: Bismillahirrahmanirrahim

“Sizden, hayra dâvet eden ve iyiliği emredip kötülükten nehyeden bir topluluk bulunsun. İşte onlar felâha erenlerdir.” (Âl-i İmrân, 104)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Hidâyet yoluna dâvet eden kimse, ona tâbî olanların ecirleri kadar ecir alır. Bu, kendisine tâbî olanların ecrinden de bir şey eksiltmez! Kötü bir yola dâvet eden kimse de, kendisine tâbî olanların günahları kadar günah alır. Bu da, ona tâbî olanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez!…” (Müslim, İlim, 16; Ebû Dâvûd, Sünnet, 6/4609)

Hz. Ebû Bekir (ra), servetinin çoğunu köleleri hürriyetine kavuşturmak ve onların hidâyetine vesîle olmak için sarf ederdi. Zîrâ bir mü’mini sevindirmek ve onun kulluk vazifelerini huzur içinde îfâ edebilmesini sağlamak, Hz. Ebû Bekir (ra) için târif edilmez bir saâdet kaynağı olmuştu. Servetini bu şekilde harcayıp tüketmesinden hoşlanmayan babası Ebû Kuhâfe birgün:

“–Oğlum, sen hep zayıf ve güçsüz köleleri satın alıp âzâd ediyorsun. Madem köle âzâd edeceksin, şöyle güçlü-kuvvetli köleler satın al da, tehlike ve kötülüklere karşı önünde durup seni korusunlar.” dedi.

Hz. Ebû Bekir (ra) ise:

“–Babacığım, benim böyle davranmakta yegâne maksadım Allâh’ın rızâsını kazanmaktır. Ben onları âzâd etmekle ancak Allah katındaki mükâfâtı istiyorum.” dedi.

Hz. Ebû Bekir’in bu ve benzeri cömertlik ve hizmetlerini medhetmek üzere şu âyet-i kerîmeler nâzil oldu:

“Malını Allah yolunda harcayıp takvâ sâhibi olan (haramlardan sakınan ve), o en güzel kelimeyi (kelime-i tevhîdi) tasdik eden kimseyi Biz de en kolay yola muvaffak kılarız.” (el-Leyl, 5-7)

Âlemlerin Fahr-i Ebedîsi, bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır:

“Hidâyet yoluna dâvet eden kimse, ona tâbî olanların ecirleri kadar ecir alır. Bu, kendisine tâbî olanların ecrinden de bir şey eksiltmez! Kötü bir yola dâvet eden kimse de, kendisine tâbî olanların günahları kadar günah alır. Bu da, ona tâbî olanların günahlarından hiçbir şey eksiltmez!..” (Müslim, İlim, 16; Ebû Dâvûd, Sünnet, 6/4609)

Görüldüğü gibi hem hakkı ve hayrı tebliğ, hem de şerre ve bâtıla dâvet yönündeki faaliyetlerin karşılığı, kar topunun yuvarlanarak büyük bir çığa dönüşmesi gibi katlanarak artmaktadır. (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti-2, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Müzill: Zillete düşüren, hor ve hakir kılan, rezil ve perişan eden demektir.

Kısa Günün Kârı

Bir mü’mini diğer insanlardan ayıran en mühim vasıflardan biri, merhamettir. Yaratan’dan ötürü yaratılanlara gösterilen merhametin bir tezâhürü olarak yapılan ulvî hizmetlerin başında da İslâm’ı tebliğ ve Hakk’a dâvet gelir.

Lügatçe

hidâyet: Doğruluk. Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek. Dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak.

âzad etmek: Özgür bırakmak.

mükâfât: Ödül, prim.



You may also like...