Her konuşanı Alim, Her Susanı Cahil Sanma
Şeyhin biri türbe etrafında kurulmuş dergahta kendisine çok yardım eden iyi bir adama el vermiş;
-“Var git sen de kendi dergahını kur, ama şu topal eşekten başka sana verecek bir şeyim yok” demiş.
Adam önde topal eşek arkada az gitmişler uz gitmişler dere tepe derken eşek zaten yaşlı, ölüvermiş…
Adam eşeği gömmüş, başına oturup kara kara düşünürken bir kervanbaşı durup sormuş “Kimin bu mezar, sen ne yapıyorsun?”
-Adam “Çok değerli bir şeyhti, öldü, gömdüm, bırakıp gidemiyorum” deyince kervandakiler hemen bir türbe inşa etmişler, bizim adam da oranın şeyhi olmuş.
Zaman geçmiş, yeni şeyh ve türbe çok çok ünlü olmuş, eski şeyhi de duymuş ziyarete gelmiş.
Yatma saati gelip kalabalık dağılıp yalnız kalınca eski şeyh yeni şeyhe sormuş:
-“Türbede yatan kim?”
-Yeni şeyh “Aman şeyhim sus kimse duymasın, senin verdiğin topal eşek o” deyince eski şeyh kahkahayı basmış:
“Benim türbedeki de onun anası…!
Not: Her konuşanı Alim,
Her susanı Cahil sanma..!
Dış görünüşe aldanma.”
Her şeyin bir dış görünüşü, bir de içyüzü vardır. Onun için yalnız dış görünüşe bakarak yargıya varmak insanı aldatabilir.
alıntı