Dökmeden etrafındaki güzelliklerin farkına var

Çocuk buyukannesine sorar:

_Büyükanne sen her şeyi çok biliyorsun gelip herkes sana soru soruyor, dert anlatıyor ,sonra da yanından yüzleri gülümseyip ayrılıyorlar nasıl bir cevap veriyorsun bilmiyorum ama galiba cevaplarından memnun ayrılıyorlar…O yüzden ben de uzun zamandır herkese sorup da anlayamadığım bir soru sormak istiyorum sana:

Büyükanne gözlüklerinin altından sevgiyle gülümser torununa…

_Sor bakalım meraklı torunum soracaksın ki öğreneceksin. Aldığın cevaplarla büyuyeceksin dedi.

_Peki büyük anne geçen annem bir teyzeyle konuşuyordu “Hayat çok anlamsızlaştı” dedi ben anneme sordum “anne hayat neden anlamsızlaştı hayatın anlamı ne ki” ? dedim..Bir şeyler söyledi anladığım kadarıyla “uslu çocuk olmam gerekiyormus,fazla da her lafa karışmamam”

Ben de bir kaç gündür “uslu çocuk” oldum annemin laflarına da karısmadım ama “Hayatın anlamı” ne yine çözemedim..Hayatın anlamı uslu çocuk olup laf isitmemek mi buyukanne…?

Büyükanne saçlarını okşadı torununun gülümsedi..

_Tamam sana hayatın anlamını söyleyecegim bir sürü insan bunu unutmuş bilmiyor ama sanırım ki ben sana bunu öğrenebilirim..Önce sana bir sepet vereceğim sepetin içinde buğdaylar var onu şu dereyi takip et derenin kenarında bir değirmen var o degirmendeki “Muhsin amcaya ” götür o bu bugdaylardan sana un oğurecek sen de o unu bana getir sana güzel çörekler yaparken anlatacağım hayatın anlamını ama sakın gidişte buğdayları dönüşte de unu dökme dedi..

_Peki büyükanne hemen gidip gelirim o çörekleri yerken hayatın anlamında öğrenirim belki dedi ve yola koyuldu..

Of ne kayalikti bu yollar büyükannem benim çocuk olduğumu unutuyor galiba zor bir görev verdi bana ama olsun çörekleri yerken hayatın anlamını da sonunda öğreneceğim ya dedi ve hızlı hızlı sepete dikkat ederek değirmene vardı..

Kapının önünde degirmencinin buğdayları öğütüp vermesini bekledi çok sıkılmıştı ama nihayet buğdaylar un olmuştu yola koyuldu unları sepetten dökmeden eve dönmek için gözünü hiç undan ayirmiyordu..Sonunda eve geldi..

_ Büyükanne ben geldim bak unları da hiç dökmedim dedi

Büyükanne gülümsedi ne çabuk geldin sen böyle aferin peki yolda giderken kenarda gelincik tarlası vardı gördün mü onun kenarında şelale :

_ Görmedim büyükanne dedi torununa…Peki yolun ikiye ayrıldığı yerde koca armut ağacı var hani sen seversin ya en iri en tatlı armutlar ordadır yedinmi onlardan:

_Yok büyükanne sepetteki buğdayları dökme dedin ya ben buğdayları dökmemeye çalışıyordum o aralar..

_Sakın değirmenin arka tarafındaki iki yeni doğmuş kuzuyla oynamadım deme duymussundur onların seslerini değirmende bugdaylarin un olmasını beklerken:

_Yok büyükanne uyumuşum azcık orada sıkılınca…

Büyükanne bir çok soru sordu torununa getirdiği unlardan çörek yaparken ama torun bir çok şeyi farkedememisti o sadece sepettekileri dökmemeye çalışmış önemli olanın bu olduğunu sanmıştı..!

_ Bak torunum hayatta herşey herşeye döner toprak tohuma tohum buğdaya buğday una un corege üzüntüler sevince sevinçler üzüntüye dertler dermana zenginlik fakirlige fakirlik zenginliğe dönüşür dönüşebilir yani uzun lafın kısası Ve “hayatın anlamı” bir sepet buğdayı taşırken dökmeden etrafındaki güzelliklerin farkına varıp şükredebilmekte yani bakarken gorebilmekte yani “hayatın anlamı senin bakışlarında saklı”torunum..

_ Şimdi al bu çörekleri değirmenci “Muhsin Amcaya “götür ama götürürken etrafındaki güzelliklerin farkına var güzel bak etrafa dönüşümlerini izle o armutlardan da ye olur mu torunum? dedi sevgiyle yaşlı kadın…

_Anladım büyükanne neden herkesin sana geldiğini yanından mutlu ayrıldığını da anladım..Sanırım bilgelik de böyle bir şey aydınlatıyor ışık oluyorsun herkese teşekkürler büyükanne dedi sevgiyle sarılıp kocaman bir öpücük kondururken büyükannesinin yanağına…

Unutmamalı Hayatın anlamı bakıslarımızda gizli nasıl bakarsak hayata o da öyle gelir bize…

alıntı:Nevin Aktekin Gülfırat

You may also like...