Daha kaliteli bir iletişim kurabilmek için uymanız gereken 10 altın kural
Doğru, kibar ve sağlıklı bir iletişim kurabilmek, bireyler için sosyal yaşamın en temel becerilerindendir. Ancak bu kadar önemli olmasına rağmen iyi bir iletişim her zaman kolay olmaz. Ve bu durum özellikle aynı hayat görüşünü paylaşmadığımız insanlar söz konusu olduğunda böyle.
Bugün yaşadığımız dünya, konuşmaların tartışmaya dönüşme potansiyeli taşıdığı bir yer. Bizim önemsiz bulduğumuz konuların tutku ile savunanları ve karşıtları olabiliyor. Yapılan araştırmalar da gitgide daha çok kutuplaştığımızı gösteriyor. Tarih boyunca en çok bölünmüşlüğü bugün bizler yaşıyoruz. Ne yazık ki pek çok konuda uzlaşmaktan çok uzağız ve bu da birbirimizi dinlemediğimiz anlamına geliyor. Oysaki iletişimin dengesi dinlemek ve konuşmanın arasındaki dengeyi gerektirir.
Celeste Headlee, işi gereği birbirinden çok farklı insanlarla konuşarak yaşamını sürdüren bir gazeteci. Röportaj yaptığı kişiler arasında Nobel ödülünü kazananlar, kamyon şoförleri, milyarderler, anaokulu öğretmenleri, devlet başkanları, tesisatçılar ve daha pek çok insan var. Üstelik aralarında Headlee’nin hayat görüşlerini paylaşmayan ve hatta tam zıttı olan insanlar da var. Ancak Headlee, bu insanların hepsiyle yine de harika bir sohbet gerçekleştirebiliyor. Ve bunun için 10 basit kuralı olduğunu ifade ediyor.
Yaşadığımız yüzyılda tutarlı ve özgüvenli bir konuşmayı gerçekleştirmek son derece önemli bir beceri. Headlee’nin bu beceriye sahip olabilmek için uyguladığı 10 basit kurala aşağıda yer veriyoruz:
Birden fazla işi aynı anda yapmayın. Burada kastedilen sadece telefonu bir kenara bırakmak değil. O anda orada olun ve içinde bulunduğunuz diyalogdan başka bir şey düşünmeyin.
Ahkam kesmeyin. Cevabı evet ya da hayır olan sorular yerine ‘kim, nerede, ne, ne zaman, neden ve nasıl’ ile başlayan sorular sorun. Bu şekilde karşınızdakileri de konuşmaya teşvik etmiş olacaksınız.
Akışına bırakın. İletişim kurarken 2 dakika sonra soracağınız soruyu düşünmeyin. Bilmiyorsanız, bilmediğinizi söyleyin.
Kendi tecrübelerinizi başkası ile kıyaslamayın. Karşınızdaki kişi iş yerinde karşılaştığı zorluklar hakkında konuşuyorsa siz de işinizden ne kadar nefret ettiğiniz konusunda konuşmaya başlamayın. Durumlar aynı değildir ve tüm tecrübeler bireyseldir.
Kendinizi tekrarlamayın. Hepimizin zaman zaman meylettiği bu durum sıkıcı bir hal alabilir.
Yas tutmayın. Çünkü insanlar eski sevgilinizi değil sizi, neleri beğendiğinizi, ortak noktalarınızı önemsiyorlar.
Dinleyin. Yanıtlamak için değil, anlamak için dinleyin. Buddha’nın dediği gibi; “Ağzın açıksa, sen öğrenmiyorsundur.”
Kısa ve öz konuşun. Kısacası lafı dolandırmayın ve karşınızdaki kişinin kafasını karıştırmayın.
alıntı: uplifers.com