Çok Dil Bilmenin Avantajları: İkinci Bir Dil Öğrenmek Beynimizi Nasıl Etkiliyor?
İki veya daha fazla dil bilmek, beyninizin tek dil bilen kişilerin beyninden daha farklı görünüp, daha farklı çalıştığı anlamına gelir. Dil becerisi genel olarak 2 aktif ve 2 pasif bölümle ölçülmektedir. Bunlar sırasıyla konuşma, yazma ve okuma, dinlemedir. Dengeli bir çift dil bilen insan, 2 dilde de hemen hemen eşit yeteneklere sahipken, dünyadaki çift dil bilen insanların çoğu, dillerini farklı oranlarda biliyor ve kullanıyorlar.
Dil Öğrenmede Kritik Dönem
Beyin görüntüleme teknolojisindeki son gelişmeler, dil öğrenmenin belli yönlerinin çift dil bilen bir beyni nasıl etkilediği konusunda sinirbilimcilere bakış açısı sağlamış durumda. Beynin sağ lobu duygusal ve sosyal alanlarda daha aktifken, sol lobunun mantıksal süreçlerde daha baskın ve analitik olduğu herkesçe bilinen bir gerçek. Fakat burada kesin bir bölünmenin olduğunu söyleyemeyiz. Öte yandan fonksiyonların beynin farklı yarım kürelerinde yer alma durumu yaşla birlikte gelişiyor. Dil ise her 2 tür fonksiyonu da içeriyor ve çocukların beyni daha esnek olduğu için 2 lob arasında daha fazla iletişim kurulabiliyor ve bu durum bizi onların daha kolay dil öğrenebildikleri gerçeğine götürüyor. Bilim bunu, dil öğrenmede ‘kritik dönem’ şeklinde ifade ediyor.
Yetişkinlikte dil öğrenme
Çocukların beyni, dil öğrenmede 2 yarım küreyi de kullanabilmelerine izin verirken; yetişkinlerde genel olarak dil, tek bir kürede ve genellikle sol yarım kürede yerleşmiş durumda. Ancak bu tabi ki yetişkinlerin dil öğrenemeyeceği anlamına gelmiyor. Bir diğer yandan son araştırmalar, yetişkinlikte ikinci dil öğrenen insanların ikinci dillerini konuşarak problemlerle yüzleştiklerinde, kendi dillerini konuşurken olduklarından daha az duygusal ön yargı ve daha mantıklı bir yaklaşım gösterdiğine dair bulgulara sahip.
Çok dil bilmenin avantajları
Ek dilleri ne zaman öğrendiğinizden bağımsız olarak, çok dil bilen birisi olmak beyninize bazı dikkate değer avantajlar sunuyor. Hatta bunların bir kısmı gözle bile görülebilir. Örneğin; beyindeki nöronların ve sinapsların büyük bir kısmını içinde barındıran gri madde, çift dil bilen insanlarda daha yoğundur. Ayrıca ikinci dil konuşulurken beynin belirli bölgelerinde daha fazla aktivite olur.
Çift dil bilen bir beynin hayatı boyunca yaptığı artan egzersizler, aynı zamanda Alzheimer ve bunama gibi hastalıkların yaşanmasını da beş yıla kadar geciktiriyor. Bir dilden diğerine geçerken ihtiyaç duyulan efor ve dikkat, beynin dorsolateral prefrontal korteks şeklinde adlandırılan kısmında daha çok aktiviteye neden oluyor ve bu bölümü mümkün olduğunca güçlendiriyor. Beynin bu kısmının ne işe yaradığını ise şöyle ifade edebiliriz: Bu korteks sayesinde beynimizin yönetim fonksiyonlarında, problem çözmede, görevler arasında, geçiş yaparken ve alakasız bilgileri ayıklarken daha rahat odaklanabiliyoruz.
Yani, çift dil bilmek bilmek bizi daha zeki yapmasa da, beynimizi daha sağlıklı, karmaşık ve aktif olarak meşgul kılıyor. Küçükken ikinci bir dili öğrenecek kadar şanslı olmasanız da, kendinize bir iyilik yapıp bir yabancı dil öğrenmeye başlayabilirsiniz. Çünkü söz konusu beyinse, biraz egzersizle uzun bir yol kat edilebilir.
Kaynak
TedEd