Bizi Biz Yapan Şeyler, Beynimizin Bize Armağan Ettiği Farklılıklar
Beyin, yüzyıllardır üzerinde araştırmalar yapılan ve hala sırrına tam anlamıyla erişilememiş, oldukça karmaşık ve bir o kadar da müthiş özellikler barındıran bir yapı. Ve bilimin ilerlemesiyle birlikte artık bu yapının hepimizde aynı olmadığını biliyoruz. Beyin, bağlantıları, yetenekleri, zayıflıkları, kör noktaları ve duyarlılıklarıyla kişiden kişiye farklılıklar gösteren bir organ. Bizi biz yapansa bu farklılıklar.
Baskın olmayan fenotip
Evrim biyoloğu Heather Heying, bu durumu ‘baskın olmayan/çekinik fenotip’ terimiyle açıklıyor. Bu modele göre; beynimizde baskın olan ve olmayan fenotipler var. Örneğin; insanların büyük çoğunluğunda sağ eli kullanma fenotipi baskınken, bazılarında sol eli kullanma ile ilgili olan fenotip baskın ve bu yüzden solaklar. Heying, solaklık örneğinin herkes tarafından bilinen en yaygın örnek olduğunu söylüyor, ancak bunun dışında yine aynı nedenden dolayı yaşanan başka farklılıklar da mevcut.
Bunlar arasında disleksi, renk körlüğü, otizm gibi örnekleri sıralayabiliriz. Heying, otizmli bireylerin analitik düşünme yetilerinin çok gelişmiş olduğunu, renk körlerinin renk körü olmayanların renkleri görerek kaçırdığı pek çok şeyi fark ettiğini, solakların beyinlerindeki farklı bağlantılar sayesinde farklı düşündüğünü, disleksinin ise insanlık tarihinde yazının geçmişi düşünüldüğünde aslında eskiden problem olmayan modern bir durum olduğunu anlatıyor. Onun bu sözlerini Tesla, Einstein ve Mozart gibi otistiklerin insanlığa armağan ettiği sanat eserleri ve buluşlar da destekler nitelikte.
“Takas sistemi”
Heying, bunların hepsinin bir takas sistemi olduğu görüşünde. Otizm, solaklık ve bunlar gibi pek çok farklılık on yıllarca insanlar tarafından kusur ya da ‘normal’ olmayan durumlar olarak görüldü. Ancak durum bundan çok farklı. Solak olmanın da sağ eli kullanmanın da kendine göre avantajları ve kendine özgü yanları var. Ve insanlar birinden vazgeçerken diğerinin ayrıcalığını yaşıyor.
Kaynak: bigthink