Ahmet Selçuk İlkan
Yıl 1980… Zeki Müren’in eline bir şarkı sözü geçer. Tam yarım saatlik bir şarkı sözü: Kahır Mektubu. Muzaffer Özpınar’ın bestesini yaptığı bu şarkı Müren’in üzerinde bir süre çalışmasını gerektirir. Bir süre sonra kendisine iletilen şarkı sözlerine şu cevabı verir:
“Ben şarkıyı okumaya başladım, gözlerimden yaşlar boşaldı. Şarkı bittiğinde baktım ki oturduğum yerde baldırım kanıyor. Onu bile fark etmemişim:
Ne zaman iki satır yazmaya kalksam
Hep sana hep seni hep bizi yazıyorum
Ne zaman bir kadeh alsam elime
Hep sana hep seni hep bizi içiyorum……”
Böylece Türkiye’de ilk defa yarım saatlik bir şarkı Müren tarafından okunmuş olur. Elbette bir rekordur ve oldukça popüler olur.
Kahır Mektubu’nun yazarı, Ahmet Selçuk İlkan, o sıralar üniversitede Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde okuyan bir gençtir. Yazdığı şarkı sözlerinin bu denli popüler olmasından ve şarkıyı Müren’in seslendirmesinden oldukça memnundur. Sözler bu denli dikkat çektikçe Müren de söz yazarı genci merak eder ve : “Ben bu Ahmet Selçuk İlkan’ı tanımak istiyorum, bana getirin şu genci de tanışalım.” der.
Selami Şahin; hemen haberi İlkan’a iletir ve okul çıkışında, ellerinde kitaplarıyla birlikte İ.M.Ç’ye gider. İçeri girdiğinde biraz mahcubiyet biraz da nezaketten dolayı eşikte bekler. Müren, genci görünce: “Yavrum, orada durma, şairimizi çağır bakalım.” der. İlkan, şaşırır ve beklemeye devam eder. Bunun üzerine Müren, tekrardan: “Sana diyorum niçin gitmiyorsun evladım?” der. Bunun üzerine Selami Şahin: “Efendim, Ahmet Selçuk İlkan kendisi olur.” deyince Zeki Müren şaka yapıldığını düşünür: “Selami yeter ama. “ der. Muzaffer de aynısını söyleyince, daha ciddi bir şekilde: “Oğlum sen bunlara bakma, git büyük şairi çağır.” diye ısrar edince İlkan iyice mahcup bir şekilde beklemeye devam eder. Sonra Müren, büyük bir şaşkınlıkla genci yanına çağırır ve adını sorar: Ahmet Selçuk İlkan cevabını alınca da: “Bu şiirleri sen mi yazdın? Ne büyük şairsin sen böyle…”der. Böylece Müren ve İlkan tanışırlar. Müren, şarkıyı bundan sonra daha büyük bir gururla okuyacağını söyler ve iki ismin iletişimi yıllarca devam eder.
Bu şarkıyla birlikte Ahmet Selçuk İlkan, şöhretin kapsını ciddi anlamda aralar. Talepler çok yoğundur ve o da bir fabrika gibi çalışmaktadır. Hiç durmadan üretir ve yazdığı şarkının kimlere uyabileceğini düşünerek o şarkıyı ona götürür. Örneğin “Gözler Kalbin Aynasıdır”ı yazdığında Emel Sayın’a, “Hani Bizim Sevdamız”ı yazdığında Bülent Ersoy’a veya “Anılar”, “Hatıram Olsun” derken Çoşkun Sabah’a, “Ya Seninle, Ya Sensiz” derken Selami Şahin’e, “Sabahçı Kahvesi”, “Bana Sor” derken de Ferdi Tayfur’a gidiyordum, der. Devamında “Kurşuna Gerek Yok” derken İbrahim Tatlıses’e, “Bir Bilebilsen” derken de Müslüm Gürses’e gittiğini ilave eder. Ne güzel ki hepsinde de başarılı sonuçlar elde eder.
İlkan; yüzlerce şiiri bestelenen ender şairlerden biridir. Arabeski besleyen en önemli isimlerden oldu ve her şarkı sözü yüreklere kazınmayı başardı.
1982 yılında ilk şiir albümü ile Türkiye de bir ekolün öncüsü oldu. Şarkılarla notalarla ve özel bestelerle şiirleri buluşturarak bir ilke imza attı. Şiiri; durağan ve köhneleşmiş sunumlardan çıkardı.
Hikâyesi ise 1955’te Adana’da başlamıştı. İlk şiirlerini lise dönemlerinde yazmaya başladı. 1975 yılında Hayat Dergisinin düzenlediği “aşk” konulu şiir yarışmasında “Hatırlar mısın?” şiiriyle birincilik ödülünü kazandı.
1976 yılında mimarlık öğrenimini yarıda bırakarak Almanya’dan Türkiye’ye döndü ve İstanbul Üniversitesi, Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitimine devam etti. 1978’de profesyonel anlamda şarkı sözleri yazmaya başladı. Ve o dönem, İlkan’ın şarkıları popüler sanatçılar tarafından seslendirildi. İlk şarkıları: Ya Seninle Ya Sensiz, Gözler Kalbin Aynasıdır, Ayrılık Kolyesi, Neredesin Ey Talih, Artık Ne Duamsın Ne Bedduam, Bayramın Olsun…
Ahmet Selçuk İlkan’ın 1000’den fazla eseri mevcuttur. Bu denli tanınmasında da Selami Şahin’in rolü büyüktür. Zira onu popüler isimlere ulaştıran ve pek çok sözünü besteleyip seslendiren isimlerin başında gelir.
Tüm bunlar Ahmet Selçuk İlkan gibi bir ismin ortaya çıkıp önemli eserler ortaya koymasında önemli etkenler. Kısaca şunu söylemek gerekir ki İlkan çalışmasaydı arabesk dünyasındaki yüzlerce eser bugün olmayacaktı.
Alıntı