200 Metre Geride
Temel ile İdris Fransa’ya geyik avına gitmiş. Av da av yani… Deniz uçağıyla bir krater gölüne inecekler, dağlarda avlanacaklar sonra dönecekler… Uçakla av yapacakları yere gelirler pilot;. ”Beyler göle indik, size iyi avlar. Bir hafta sonra tekrar bu göle sizi almak üzere iniyorum. Ancak şunu peşin peşin söyleyeyim, adam başı bir geyik taşıma hakkınız var. Deniz uçağı daha fazlasını kaldırmıyor.”
-Tamam, biz zaten seri avı düşünüyor değiliz, asıl kafamız dağılsın diye buradayız.
– Harika, iyi avlar. Rastgele! Bir hafta sonra deniz uçağı göle iner… Pilot bir bakar ki… Bizimkilerin yanında, adam başı iki geyik!
– Bravo da, adam başı tek geyik demiştik. Bu uçak, bu ağırlığı taşımaz.
– Taşır taşır.
-Taşımaz.
– Taşır taşır.
– Beyler bakın! Burası Avrupa Birliği, her şeyin bir kuralı var. Nizam var intizam var! Dört geyikle binerseniz bu uçak havalanamaz.
– Havalanır havalanır.
– Olmaz!
– Geçen yılki pilot havalandı ama…
– Havalandı mı? Dört geyikle mi? Buradan mı?
– Evet tastamam öyle. Geçen yılki pilot, dört geyikle havalandı!
– Madem o pilot yaptı, ben de yaparım. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyor olacağım ama kanıma girdiniz. Hadi yükleyin geyikleri, binin, bağlayın kemerlerinizi,
kalkalım. Pilot gazı verir… Deniz uçağı göl üzerinde süratlenir… Süratlenir… Kızaklar sudan kesilir ama uçak bir türlü ağırlığı kaldırıp yükselemez… . Ve sonuçta burun üstü ormanın içine çakılır, bin parçaya ayrılır. Şans eseri kimsenin burnu kanamadan herkes kurtulur. Ormanda, yarı baygın, paramparça olmuş uçağın yanında, bizim avcılardan İdris kendine gelir, kafayı kaldırır… Temel de gözlerini açmıştır… Gözlerini açan İdris sorar:
-Ula Temel , neredeyiz biz? Bizimki şöyle bir etrafa bakar…
– Hemen hemen…. Geçen yıl düştüğümüz yerin 200 metre kadar gerisinde!