Komaya Girdikten Sonra 3906 Yılında Uyanan Adam
Bu tuhaf hikaye, 1920-1921 yılları arasında komada kalmış olan Paul Dienach ile ilgili. Dienach komada kaldığı sürede 3906 yılına gittiğini iddia ediyor. Aslında bunu kendi asla iddia etmemiş ancak öldüklerinden sonra ortaya çıkan günlüklerinde bahsettikleri ağzı açıkta bırakan bir zaman yolculuğu hikayesi…
Zaman yolculuğu son yıllarda çok tartışılan bir konu olarak yerini koruyor. Birçoğumuz bilimsel bakış açısıyla baktığımızda zaman yolculuğunun imkansız olduğunu biliyoruz. Üzerinde çalışmalar olsada, 21. yüzyıldayız ve henüz böyle bir teknoloji icat edilemedi. Zaman yolculuğu hakkında yapılan yorumlardan bazıları gerçeklik ve paralel evrenler arasındaki yolculuğun da mümkün olabileceği yönünde. Fakat bu sonu gelmeyen yorumlar sadece bir ihtimal olarak zihinlerimizde yer ediyor.
Bunun yanında günümüzde zaman yolculuğu hakkında yapılmış birçok film serileri, diziler mevcut. Paul Dienach’ın hikayesi de tam olarak filmlere konu olacak türden. 1920’lerin başında komaya girdikten sonra 3906 yılına gittiğini söyleyen Dienach, yaşadığı tecrübelerle birlikte kafalarda soru işareti bırakıyor. Bu hikaye tuhaf olmasının yanında inanması zor detaylar barındırıyor.
Paul Dienach tam bir yıl boyunca komada kaldı. Uyanmasının ardından bilinci tarafından 3906 yılındaki bir adamın vücudunda hayat bulmuş olduğuna ikna olmuştu. Dienach başından geçenleri uyandığında anlatmak istesede deli damgası yememek için bu konuyu sadece kendine sakladı ve günlüğüne detaylı olarak edindiği tecrübeleri aktardı. Almanca öğretmenliği yapmak üzere Yunanistan’a gitti ve burada tüberküloz hastalığına yakalandı.
Tekrar ülkesine geri dönerken durumu oldukça kötüydü ve günlüklerini kendine çok yakın gördüğü öğrencilerinden birine Almanca çalışması amacıyla bıraktı. Öğrencisi bunun ilk başlarda Dienach’ın bir roman denemesi sanmış ancak ilereldikçe bunların Dienach’ın gelecekte yaşamış olduğu olaylar olduğunu farketmişti.
Dienach günlüğünde, yatağa hapsolmuş olmasına rağmen bilincinin 3906 yılında yaşayan, Andre Northman adında birinin vücudunda hayat bulduğunu belirtiyor. 3906 yılında yaşayan Andrew Northman kendi zamanında ölüme yakın bir tecrübe yaşamasına sebep olan bir kaza geçirmişti. Kendi zamanında yani 3906’da uyandığında Andrew Northman, o zaman için anlaşılamayan bir dilde konuşmuş (20. yüzyıl Almancası), ailesini ve arkadaşlarını tanıyamamıştı.
Dienach’ın günlüğünde belirttiğine göre 3906 yılında yaşayan insanlar, o zamanın anlayışıyla Northman’ın bedenine başka bir ruhun ya da gücün tesir ettiğini anlayabilmişlerdi. Hatta bu durumdan faydalanarak Dienach’tan 20.yüzyıl dünyası ve Almanca hakkında bilgi elde etmeye çalıştılar. Tabii bu süre zarfında Dienach’da dünyanın 3906 yılına kadar olan geleceği hakkında bilgiler elde ettiğini iddia ediyor. Ancak daha öncede belirttiğimiz gibi bu iddialarını asla toplum içinde dile getirmemiş ve sadece ölümünden sonra ortaya çıkan günlüklerinde bahsetmiştir.
Dienach’ın 3906 yılından tecrübe ettiği bilgiler arasında en göze çarpanı Homo Occidentalis Novus isimli yeni bir insan ırkının ortaya çıktığı iddiası.
Günlükte not edilenlere göre Dienach’ın en çarpıcı iddiaları şöyle;
2000-2300 yılları arasında insanlar hala nüfus artışı sorunu, ekolojik ve çevresel problemler, gelir adaletsizliği ve besin yetersizliği gibi konularla uğraşıyorlar. İnsanlık 2204 yılında Mars’a 20 milyon nüfusunda bir koloni kurmayı başarıyor. Ancak 2265 yılında büyük çapta bir doğal afet Mars’taki nüfusu yok ediyor. İnsanlık bu olay sonrasında Mars’ta yaşama fikrinden tamamen vazgeçiyor.
2309 yılında birikmiş ve çözüme ulaşmamış problemlerle birlikte dünya, başka bir yıkıcı felakete tanık oluyor ve büyük bir global savaş başlıyor.
3382 yılında insanlık olağanüstü bir olaya tanık oluyor. İnsanlar yeni bir mistik güç olarak niteleyebileceğimiz bir yeteneğe sahip oluyorlar. İnsanlar birbirlerini daha hızlı ve kolay bir şekilde anlayabilecek ve düşüncelerini hissedebiliyorlar. Sezgisel boyutta bir iletişim kurmayı başarıyorlar.
3400-4000 yılları arasında ise insanlar “Altın Çağ” olarak adlandırılan yeni bir döneme giriyorlar. Bu altın çağda insanlar bilgiyi sezgisel olarak elde edebiliyorlar. Düşünce gücüyle, maddeleri hareket ettirebilmek, oldukça basit ve çocuk yaşlarda edinilen bir yeti haline geliyor. Yönetici kadrolara ihtiyaç duyulmadan yaşanabiliyor. Ancak yine de, her demografik bölgenin liderleri bulunmakta. Bu liderler ise, bilim, felsefe ve mühendislik ve daha birçok dalda aynı anda uzmanlığını kanıtlayan insanlar arasından seçiliyor.
Kaynaklar nanorobotlar aracılığyla geliştirildiği için tüm ülkelerde bolluk var ve insanlar belirlenen bir kanuni süre dışında çalışmak zorunda değiller. Ancak zorunlu askerliğe benzer şekilde, her birey hayatının 2 yıllık bir süresini için çalışma için ayırmak zorunda. Sosyal düzeni sağlayan sadece 3 yasa bulunmakta, çünkü insanların kötü niyetli doğası neredeyse yok olmuş düzeyde. Bunlardan biri bu 2 yıllık sürenin düzenlenmesi ile, diğeri seyahat ve üretilen ürünlerin transferi ile, bir diğeri ise doğum kontrolü ile alakalı.
Benzer motivasyon yazılarını okumak için tıklayınız