Kendini Geliştirmeyi Sevenlerin Bilmesi Gereken Acı Ama Gerçek 5 Psikoloji Kuralı
Kendimizin ve çevremizdeki diğer insanların psikolojisini anlamak, öz gelişimimize büyük katkılar sağlayabilir. Birçoğumuz geçmiş tecrübelerden elde ettiğimiz sınırlayıcı inançlardan dolayı diğer insanlar ve hatta çoğu kez kendimizle alakalı kısıtlayıcı düşüncelere sahibiz.Eğer kendimizi geliştirmek istiyorsak algılarımızı düzeltecek ve iç dünyamızda yer eden olumsuzlukların miktarını sınırlayacak daha iyi bir zihniyet içerisine girmemiz gerekiyor. İşte aşağıda derlediğimiz bu 5 psikolojik kural size biraz olsun farklı bir perspektif sunmayı hedefliyor;
1. Zihin yapımız sürekli değişir
Şöyle bir düşünün. Özellike kendinizi geliştirmeye çalışan bir zihin yapısına girdiyseniz, 2-3 sene önce olduğunuz kişiden ne kadar farklı olduğunuzu farkediyor olmalısınız. Zaman bu denli çabuk akıp giderken, biz insanlar nedense yıllar geçse bile düşüncelerimizin ve zihin yapımızın hep aynı kalacağını düşünüyoruz. Geçmiş, şimdiki ve gelecekteki benliklerimiz aslında tamamen bağımsızdır çünkü içine girdiğimiz düşünce şekilleri ve zihniyetler hayatımızın koşulları ve deneyimleri ile sürekli olarak değişir. Bu nedenle, karar verirken her zaman mevcut benliklerimize karşı gerçekçi olmalıyız.
Evet anın içinde olmak, sadece şuanı düşünmek aslında çoğu kez faydalı bir görüştür. Ancak örneğin, gerçekten içimize sinmeyen bir karar veya kararsızlık aşamasında iseniz kendinize şunu sorun; “Bundan 2-3 sene sonra, bu kararım için hala pişmanlık duyabilme ihtimalim çok yüksek mi?” Sorunun cevabı kesinlikle evet ise, üzerinde olduğunuz konuyu çok dikkatli gözden geçirmelisiniz.
2. Kimse sizi sandığınız kadar düşünmez
Bu söz ilk işittiğinizde kulağa sert gibi gelebilir ancak kesinlikle durum böyledir. Başkalarının bizim hakkımızda düşündüklerine gereğinden fazla aldırmamamız gerektiğini gösteren en büyük gerekçelerden biri budur. Çünkü eğer oturaklı bir biçimde analiz ederseniz, size fikir beyan eden kişilerin neredeyse hepsinin aslında kendi sorunlarına ve güvensizliklerine sahip olduklarına göreceksiniz.
Yani çoğu durumda insanlar sizi sandığınız kadar önemsemediği gibi, önemsiyor gibi oldukları durumlarda da, verecekleri fikirlerin hiçbiri sizin kendi iç hissiyatınızdan daha değerli olmayacaktır. İnsanların inandığı şeylerin çoğunun, yalnızca kendi zihinlerinde kayıtlı geçmiş deneyimlerine, yanlış algılamalara ve yorumlara dayalı olduğunu unutmayın. Yani kısaca, kendi hayatınızda vereceğiniz kararlar için başkasının iç sesini dinlemeyin.
3. Kendinizi diğerleriyle kıyaslamak saçmadır
Günümüzde sosyal medyanın hayatımızda merkezi bir rol üstlenmesiyle beraber diğer insanların ‘mükemmel’ yaşamlarıyla kendi hayatlarımızı karşılaştırmaya başlar olduk. Artık gündelik hayatta hâlâ, elimizden gelen en iyi tarafı, insaniyeti ve güzel duyguları kendimize ce çevremize göstermek yerine, diğer insanlara gösterme çabasındayız. Gerçek şu ki hepimiz savunmasız durumdayız. Hepimiz başkaları tarafından kabul edilmek istiyoruz. Ancak bunu yaparken, kendi insaniyetimizi gömerek, akılsız şov budalalarına dönüşmeye başladığımızı farketmeliyiz.
Bizler gerçekten kim olduğumuzu görürken, insanların bizden daha iyi olduğuna inanmak büyük bir zaman kaybıdır. Diğer insanlara kıyaslama, karşılaştırma yaparak; kendinizi kötü hissetmek faydasızdır. Çünkü en güçlü insan bile endişe, güvensizlik ve belirsizliklere sahiptir.
4. Tavsiyeleriniz sandığın kadar değer görmeyebilir
Bir arkadaşınızın göz kamaştıran problemini gördünüz ve onu çözmek için nelere ihtiyaç duyduklarını biliyor muydunuz? Tavsiye veriyorsunuz, ancak sadece sağır kulaklara düşmüş gibi görünüyor. Sinirli hissediyorsunuz bu sebeble, sonuçta sadece onlara yardım etmek istiyorsunuz. Mesele şu ki, doğru zamanda doğru zihniyette olmadıkça, hiç kimse gerçekten de tavsiye dinlemiyor.
Günün sonunda insanlar, yalnızca kendi deneyimlerini kullanarak zihniyet ayarlarını veya bakış açılarını değiştireceklerdir. Kendinizi göz ardı edilmiş veya kayıtsız hissetmeyin. Siz onlar için yapabileceğiniz kadarını yaptınız, şimdi birazda onların kendi zihinlerindeki yolculuğa çıkmalarına izin verin.
5. Sadece kendinizden sorumlusunuz
Bir soruna, olaya veya duruma nasıl tepki verdiğiniz, tamamıyla sizin sorumluluğunuzdadır. Biz insanlar özellikle de, zorlayıcı şartlar altında iken yaptığımız hataların sebebi olarak çevremizdeki etkileri göstermeye bayılırız. Bunu çocukluktan itibaren huy ediniriz. Ancak gerçek şu ki, şartlar ne olursa olsun, doğru olandan veya kişiliğinizden taviz veriyorsanız bu tamamıyla sizin sorununuzdur.
alıntı: filoji