Dünya Malı

İki arkadaş gemiyle uzak bir yere gideceklerdi. Sırtlarında da eşyaları vardı. Biri gemiye binince sırtından yükünü indirdi, üstüne oturdu. Diğeri ise indirmedi. Arkadaşı ona, “Yükünü indirsene” dedi.

O da, “Ben indirmem. Benim malım kıymetli, sırtımda taşırım” dedi. Arkadaşı, “Yahu, delilik etme, indir! Üstüne de güzelce otur, bir dinlen! Bak ben ne güzel dinleniyorum” dedi. O ise, “Sen dinlen, ben indirmem” dedi.

Bu şahsın yükünü sırtında taşıması, diğer insanların da dikkatini çekti. Onlar da sorunca, aynı şeyleri söyledi. Herkesin böyle kendisine tuhaf tuhaf bakması üzerine, malımı alacaklar galiba diye şüphelendi, gittikçe geminin kenarlarına, köşelerine yaklaştı. Buralarda durmak tehlikeliydi. Fırtınayla, dalgayla denize düşebilirdi. Gemidekiler, bunu da ona söylediler. Öyle tehlikeli yerlerde durma, gel, yanımızda dur dediler. Bu, onları dinlemedi, malında gözleri olduğunu zannediyordu. Birkaç saat sonra, bir fırtına, bir dalga, adam yüküyle birlikte denize uçup gitti. Malından olduğu gibi, canından da oldu.

Celaleddin-i Rumi hazretleri, bu olayı anlattıktan sonra buyuruyor ki:

— Ey aziz! Dünya malını sırtından indiren, ne kadar rahat yolculuk yaptı. Âhireti zaten rahat. Allah demeye vakti çok. Diğerininse hem dünyası harap, hem de âhireti. Yoruldu, korktu, üzüldü, malım malım diye kahroldu. Allah demeye bile vakit bulamadı. Dünyasını da mahvetti, ahiretini de… (Mesneviden Alıntıdır)

Rabbim son nefeste imanlı ölmeyi cümlemize nasip eylesin inşaallah AMİN

Benzer hikaye ve anıları okumak için tıklayınız.

You may also like...