Azrail ve Şoför
Adamın biri arabasıyla giderken yolda bir yolcu alır . Adam arka tarafa biner. Şoför:
– Eee hemşerim kimsin, nereye gidersin? Der…. adam şoföre bakar ve;
– Ben Azrailim, canını almaya geldim der…
Şoför alaycı bir tavırla, sen mi Azrailsin? .Ya, senin gibi Azrail olur mu hiç? Der….
Yolcu sakin bir tavırla, sen daha önce Azrail gördünmü de tarif ediyorsun der… Ve ekler,
– inanmadın bana öylemi?
Şoför: – İnanmadım tabii, der.
Yolcu:
– O zaman 200 metre ileride bir adam daha alacaksın … Gerçekten de adamın dediği gibi, şoför 200 metre ilerde bir yolcu daha alır. Ama yolcu ön tarafa oturur.
Olaylar bundan sonra daha da ilginçleşir.
Şoför, yanındakine:
– Eee sen kimsin? Nereye gidersin? der.
Öndeki:
– Ağabey, beni merkezde bir yerde indirirsen çok sevinirim, adım felanca der.
Şoför:
– Yav şu arkadaki adam, bana Azrailim diyor görüyon mu şu herifi hem iyilik ediyoz, hem de dalga geçiyor zibidi, der…
Öndeki arkaya bakar ama kimse yoktur…
Öndeki:
– ağabey, arkada kimse yok ki. Şoför hışımla arkaya bakar ve
– kör müsün be adam arkada oturuyor ya der…
öndeki arkaya bir daha bakar ve,
– Ağabey, senin kafan iyi mi, yoksa dalga mı, geçiyorsun? der ve bu sefer arkadaki söze girer.
– Gördün mü? Öndeki beni ne duyabilir ne de görebilir. Der şoföre.
Şoförün bir anda dizlerinin bağı çözülür, bet beniz atar.
Arkadaki şoföre:
– Haydi, Arabayı kenara çek, 2 rekat namaz kıl canını alacağım, der.
Şoför ağlamaklı çaresiz bir şekilde arabayı kenara çeker ve namaz kılmak için iner arabadan…
Sonra…Sonra ne mi olur?
Tabi ki adamlar arabayı aldıkları gibi kaçarlar.. 🙂