Okudukça Kahkahalara Boğulacağınız En Komik Fıkralar
Ha Bu Adam Kimdur?
Temel büyük bir yük gemisinde kaptandır ve sürekli okyanuslarda dolaşır. Bir gün Trabzon’a yolu düşmüş, köyüne gelmiş, köy kahvesinde can arkadaşı Dursun’u görmüş ve Dursun’a; -Ula Tursun gel getureyim seni gemilan uzak denizlere!” demiş Dursun kabul etmeye yanaşmamış ama nihayetinde zor da olsa ikna etmiş. Yola çıkmışlar. Büyük okyanusun ortalarına gelmişler. Dursun bide ne görsün küçücük bir adanın kenarında, saçı sakalı uzun sefil durumda yaşlı bir adam el kol sallayarak gemiye doğru bağırıyor. Dursun Temel’e sormuş: -“Ula Temel ha bu adamda kimdur?” -“La ne bileyim otuz senedur haburdan gelur giderum, o adam bana hep oyle el sallar delimidur nedur anlamadum ki.”
Sevinememek
Karne Temel’in karnesindeki zayıfları gören annesi sinirli sinirli Temel’e bağırır: -Ha bu nedur? Geçen yıl sinif birincisudun, bu yıl sonuncu olmişsun! Temel gayet sakin cevaplar: -Anacuğum geçen yıl sen çok sevinmiştun bırak bu yıl da başka analar sevinsun da!
Saat Neden Geride?
saatler-ileri Öğretmeni Temel’e sordu: -Söyle bakalım Temel… Amerika’da saatler Avrupa’ya göre neden 5 saat geridir? Temel cevabı bilmese de yine hazır cevaplılığını konuşturur: -Amerika daha geç keşfedildi da ondan öğretmenum.
Yüz Yıkamamak
Annesi yeni uyanan Temel’i her zamanki gibi uyardı. -Günaydın uşağum, sofraya oturmadan önce yüzünü yıkıyacasun. Temel boş boş annesinin yüzüne baktı… -Ne oldi niye bakaysun? -Anacuğum biraz önce rüyada suya düştum. Yüzümi yıkamasam olmaz mi?
Büyüyünce Ne Yapacaksın?
Misafir, küçük kıza sordu: -Büyüyüp, annen kadar olunca ne yapacaksın bakalım? -Rejim yapacağım teyze.
Büyük Laf
Misafirlere Temel’in akıllandığını kanıtlamak isteyen babası: -Uşağum Temel, hadi emicelerine büyük bi laf et da, senin ne kadar büyuduğuni görsunlar. Küçük Temel tek kelimeyle cevap vermiş: -Fil.
Sorular Kolay Mı?
Temel sınavdan çıkan oğluna sordu: -Uşağum nasi geçti, sorular zor miydi? Oğlu omzunu silkti ve şahane cevabı verdi: -Yok babacuğum, sorular kolaydi ama cevaplari çok zor idi.
Nasıl Deve?
deve İki arkadaş hayvanlar hakkında konuşuyorlardı: Biri diğerine sordu: -Sırtında kamburu olan hayvana ne denir? -Bunu herkes bilir deve tabi ki. -Tamam peki ya iki kamburu olana ne denir? Arkadaşı bilmiş bir edayla cevaplar: -Hecin devesi… Arkadaşı şaşırır ve soruyu biraz daha zorlaştırır. -Peki bunu bil o zaman, üç kamburu olana? -Ona da kamburu çıkmış hecin devesi derler.
Sünnettir
Nasreddin Hoca’nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Üçü de birbirinden obur şeylermiş. Hoca ne yemek çıkarmışsa silip süpürmüşler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da “sünnettir” diye ekmekle iyice sıyırıvermişler. Bu sırada odaya Hoca’nın oğlu girmiş. Mollalar Hoca’yı memnun etmek için: -Aman ne güzel çocuk… Adı ne bunun? diye sormuşlar. -Adı Farzdır, demiş. Mollalar şaşırıp birbirlerine bakmışlar: -Bu ne biçim isim Hoca Efendi? demişler. Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık. Hoca hemen taşı gediğine koymuş: -Yahu, sünnet diyeyim de onu da mı yiyin?
Yavru Kutup Ayısı
Yavru kutup ayısı babasının yanına gelip sormuş “Baba ben gerçekten kutup ayısı mıyım?” “Elbette yavrum nereden çıkardın bunu?” “Allah Allah?!..” deyip gitmiş yavru ayı. Bu sefer annesinin yanına gitmiş ve sormuş, “Anne ben gerçekten kutup ayısı mıyım?” “Tabii evladım kutup ayısısın.” Yine “Allah Allah?!..” deyip, yeniden babasının yanına gitmiş yavru ayı. Bir daha sormuş “Yaa baba Allah aşkına doğru söyle bak beni evlatlık falan almadınız degil mi? Yani ben sizin öz oğlunuzum.” Baba dayanamamış artık “Oğlum dedim ya sana bizim oğlumuzsun diye, hem sen neden ikide bir soruyorsun ki bunu?” Yavru ayı: “Yav donuyorum baba, donuyorum…”
Durum Vahim
Adam doktorun karşısına oturdu. – Durum çok vahim doktor bey, bir dakika önce olan her şeyi unutuveriyorum. – Peki niçin hatırlamaya çalışmıyorsun? – Neyi?
Hem Suçlu Hem Güçlü
Adamın biri yolda gidiyormuş ensesine şöyle okkalı cinsinden bir tokat yemiş, arkasına dönüp bakmış iri yarı bir adam. -Ne oldu ya? Neden bana vurdunuz? demiş. Adam da: -Seni bir arkadaşıma benzettim pardon kardeşim, demiş. -Ama bu kadarda sert vurulmaz ki canım, demiş. Adam da: -Sanane be adam arkadaşım değil mi? istediğim gibi vururum, demiş.
Kıtlık Sebebi
İki adam ışıklarda karşılaşmış. Birisi çok şişman diğeri de çok zayıfmış. Şişman adam zayıfa dönerek: -Seni görende kıtlık var sanır, demiş. Zayıf adam da: -Seni gören de kıtlığın sebebini anlar, demiş.
Bir Kötü Birde Ondan Kötü Haber
Doktor hastalarından birini aramış. Telefonda aralarında şöyle bir diyalog geçmiş: –Sana bir kötü bir de çok kötü haberim var. Önce hangisini söylememi istersin demiş. – İlk önce kötü haberi söyleyin.. – Tahlilleriniz sonucunda maalesef sadece yirmi dört saat ömrünüz kaldı… – Bu kötü haberse bundan daha kötü ne olabilir ki?! – Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum, telefonunuz kapalıydı.
Kayserilinin Prensibi
Kayserili bir genç yeni işe başlamış. 1 aylık çalışma sürecinin sonunda ilk maaşını almak için bankamatiğe gittiğinde anlaştıkları maaşın 300 TL üzerinde bir ücret yatırıldığını görmüş. Hiç sesini çıkartmadan, sevinerek maaşı çekmiş. Aradan bir ay daha geçmiş. Tekrar maaşını çekmeye gitmiş, bakmış bu seferde 150 TL eksik yatmış. Hemen muhasebeye gidip itiraz etmiş. “Neden maaşım eksik yattı” diye. Bunun üzerine muhasebeci “Neden geçen ay 300 TL fazla para yatırdığımızda itiraz etmediniz de, şimdi eksik yatınca itiraz ediyorsunuz” demiş. Adam sakince cevap vermiş: “Prensibimdir ilk hatayı her zaman affederim.”
Konserve Domates
Temel’le Dursun konuşuyorlardı. Dursun Temel’in başındaki şişliği görünce merak edip sordu: -Temel o başindaki şişluk nedu? -Fadime kafama domates atti… -Uyy domates kafa mi şişirur ula? -Konservesi şişiriyi uşağum.
Yeni Arkadaşlar
Babası küçük Temel’e sorar: -Sınıfta kaçincusun bakalum? -Yirmincuyum baba. -Geçen on beşinci diyudun? -Sınıfa beş yeni oğrenci geldi baba.
Müsrif Kadın
Kayserili iki arkadaş aralarında konuşurken, biri diğerine karısından dert yandı: -Yahu bizim hanım çok müsrif. Para yetişmiyor. İnanmazsın pazartesi 100 lira istedi. Salı 200 lira, çarşamba 400, dün de 700 lira… -Acıdım sana vallahi, nereye harcıyormuş bu parayı? -Ne bileyim ben, verdiğim yok ki.