Taviz ve Yanlış Meyil Yok
Cenâb-ı Hak buyuruyor: Bismillahirrahmanirrahim
“Sakın (kendi hayatını ziyan eden) zalimlere meyletmeyin, yoksa size ateş dokunur…” (Hûd, 113)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Bir kavme benzeyen, onlardandır.” (Ebû Dâvûd, Libâs, 5/4031)
İman hiçbir tavizi ve ehl-i îmân olmayanlar ile fâsıklara meyletmeyi kabul etmez. Çünkü kalp, husûsiyeti gereği muhabbet duyduğu kimselerin tesiri altındadır. Nitekim Cenâb-ı Hak; “Sakın (kendi hayatını ziyan eden) zalimlere meyletmeyin, yoksa size ateş dokunur…” (Hûd, 113) buyurmak sûretiyle mü’min bir kimsenin, gönlünü zalim ve fâsık kimselerin muhabbetinden uzak tutması gerektiğine dikkat çekmiştir.
Unutulmamalı ki; kalbimizde Cenâb-ı Hak, kendisine hiçbir ortak istemiyor. Çünkü tevhîdin ortaklığa asla tahammülü yoktur. Hevâ, heves de ortak olmayacak. Allah korusun, hele din düşmanına, İslâm’a muhalif kimselere muhabbet beslemek, kalbe büyük bir leke ve zarar verir.
İmam Gazâlî Hazretleri;
“Gayr-ı Müslimlere zihnî akrabalık, zaman içinde kalbi akrabalığa döner. Bu kalbî yakınlık da kişinin helâkine sebep olur.” buyurmaktadır. (Osman Nûri Topbaş, İhlâs ve Takvâ, Yüzakı Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
eş-Şehîd: Hiçbir şey kendisine gizli olmayıp her şeye şâhit olan, her zaman ve her yerde hazır olan, ahirette de herkese halini bildirecek olan zat demektir.
Kısa Günün Kârı
Îmânı korumakta takvâya fevkalâde dikkat edeceğiz. Kalbin kayması, ekmek kesen bir insanın bıçağı yanlışlıkla atardamarına kaydırması gibidir. Müdahale edilmediğinde, kişi kan kaybından ölecektir. Kalbin yanlış kişilerle ülfet etmesinin de önüne geçilmediği takdirde kalp, sâfiyetini kaybederek karanlıklara gömülür.
Lügatçe
taviz: Ödün, ödünleme.
meyil: 1. Eğiklik, eğim, akıntı.
fâsık: Alenen çekinmeden günah işleyen kişi. Kötü düşünen.
hevâ: 1. Heves, istek, arzu; sevgi; hoşlanma.
heves: 1. Arzu, istek. 2. Gelip geçici istek.