O Seninle Beraber

Cenâb-ı Hak buyuruyor: Bismillahirrahmanirrahim

“…Nerede olursanız olun, O sizinle berâberdir…” (Hadîd, 4)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Nerede olursa olsun, Allah Teâlâ’nın yanında olduğunu bilmesi, kişinin îmânının üstünlüğünden kaynaklanır.” (Beyhakî, Şuab, I, 470)

Bir gün ashâb-ı kiramdan biri:

“-Kişinin nefsini tezkiye etmesi ne demektir, ey Allâh’ın Rasûlü?” diye sordu.

Rasûlullah (sav):

“-Nerede olursa olsun Allâh’ın kendisiyle beraber olduğunu bilmesidir.” buyurdu. (Teberânî, Sağir, I, 334/555; Beyhakî, Şuab, III, 187)

Bu hakîkat ışığında ihsân ve murâkabe bahsinde bize düşen; Allâh’ın her an üzerimizde vâkî olan müşâhedesini idrâk ettikten sonra, hâllerimizi, ihsân hâlinin en büyük âbidesi olan Rasûlullah (sav)’in yüce hâllerine göre istikâmetlendirmektir. (Osman Nûri Topbaş, İmandan İhsâna Hak Yolculuğu, Erkam Yay.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

el-Muızz: Üstün kılan, izzet ve şeref veren demektir.

Kısa Günün Kârı

Cenâb-ı Hak her an ve her yerde bizimle beraberdir. Mühim olan bizim de her an her yerde O’nunla beraber olabilmemizdir. Mâiyyet murâkabeleri, gönlümüzü titretmeli, teslimiyet ve rızâ ına yükseltebilmelidir. Cüz’î irâdelerimizin, Hakk’ın küllî irâdesi karşısında teslimiyet ve rızâ hâlleri içinde âdeta eriyip yok olmasıdır.

Lügatçe

tezkiye: Temize çıkarma, aklama.

murâkabe: 1. Bakma, gözetme, göz altında bulundurma.

vâkî: Olan, düşen, konan. Mevcud ve var olan. Geçmiş olan, geçen.

müşâhede: Görme, gözlem.

idrâk: Anlayış, kavrayış.

ihsân: Allah’ı görür gibi ibâdet etmek.

mâiyyet: Beraberlik, bir arada bulunmak.

You may also like...