Allah İçin Sevmek

Cenâb-ı Hak buyuruyor: Bismillahirrahmanirrahim

“Muhammed Allah’ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah’tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat’taki vasıflarıdır. İncil’deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir.” (Fetih, 29)

Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:

“Üç vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar: Allah ve Rasûlünü, bu ikisinden başka herkesten ve her şeyden daha çok sevmek. Sevdiğini Allah için sevmek. Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.” (Buhârî, İmân 9,14, İkrah 1, Edeb 42; Müslim, Îmân 67. Tirmizî, Îmân 10)

Ebû Hüreyre (ra)’dan rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) şöyle buyurdu:

“Başka bir gölgenin bulunmadığı Kıyamet gününde Allah Teâlâ, yedi insanı, arşının gölgesinde barındıracaktır:

Âdil devlet başkanı,

Rabbine kulluk ederek temiz bir hayat içinde serpilip büyüyen genç,

Kalbi mescidlere bağlı müslüman,

Birbirlerini Allah için sevip, buluşmaları da ayrılmaları da Allah için olan iki insan,

Güzel ve mevki sahibi bir kadının beraber olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım” diye yaklaşmayan yiğit,

Sağ elinin verdiğini sol elinin bilmeyeceği kadar gizli sadaka veren kimse,

Tenhâda Allah’ı anıp göz yaşı döken kişi.” (Buhâri, Ezan 36, Zekât 16, Rikak 24, Hudûd 19; Müslim, Zekât 91.)

Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)

er-Râfi’: Yükselten, dilediğine şeref bahşeden, yücelten, dereceler bahşederek istediği kulunu, diğer kullarından üstün kılan demektir.

Kısa Günün Kârı

Hak dostları, muhabbette zirveleşmenin müşahhas misalleridir. Allah muhabbetini lâyıkıyla tadan gerçek mü’minler; Allâh’ı, Rasûlü’nü ve Onlar’ın sevdiklerini de severler. Kalplerinde başka sevgiler ömürlerini tüketir. Ana-baba, çoluk-çocuk, mal, can, eş-dost, konu-komşu, millet, vatan, ezan, bayrak ve emsâli her şeyi, yâni Allâh’ın bütün nîmetlerini yine Allah için sevmek ise, muhabbetin hakîkatine vâkıf olmanın işaretleridir. Zîrâ Allah’tan gayrısına yönelmiş gibi görünen bu nevî muhabbetler de, esâsen Allah için olduğundan, kalbe huzur bahşeder.

Lügatçe

tenhâ: Tek başına, yalnız.

You may also like...