Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler

Günümüzde olduğu gibi Eskiden de insanlar gerek dış tehditlerden korunmak için gerekse sosyal bir varlık olduklarından dolayı bir arada yaşamayı benimsemişlerdir.

İnsanlar antik çağlardan beri koloniler halinde birlikte şehirler kurarak yaşamayı tercih etmişlerdir. Bu antik şehirlerden çoğu günümüzde gün, çıkartılmış fakat hala bulunmayı bekleyen birçok antik şehir olduğu düşünülmektedir. Şu anda gün yüzüne çıkartılmış antik şehirlerden bazılarını mutlaka duymuşuzdur. Peki bu antik şehirlerde olan yaşamı hayatı ve nasıl keşfedildiklerini merak ediyor musunuz? Gelin kayıp kentler hakkında bilmediklerinizi öğrenelim.

Efes Antik Kenti:

Konum olarak Anadolu’nun batısında bulunan Efes Antik kenti eski Yunan döneminden kalma bir kenttir. Konumunu tam olarak merak edenler için Türkiye’de İzmir’in Selçuk ilçesinin 3 kilometre güneybatısında bulunur. Buraya İyonya kıyısı da deniliyordu.

Bu kentin inşa edilme sürecine milattan önce 8000 yılında başlanmış. Şehrin 11.000 yıla dayanan eski ve köklü bir geçmişi olduğu biliniyor.

Bir liman kenti olarak kurulan Efes zamanla bilimin, politikanın, sanatın çokça konuşulduğu bir şehir haline geldi. O zaman ki Roma devletinin Asya eyaletinde başkentlik görevi üstlenen Efes birçok tarihi olaya da şahit olmuştur.

Dünyanın yedi harikası arasında bulunan Artemis tapınağı da Efes Antik kentinde bulunuyor bu sayede tüccarlar şehri daha çok ziyaret ediyor ve geniş bir ticaret ara kuruluyordu. Şehirde birçok tapınak bölgenin en büyük kütüphaneleri ve felsefe açısından önemli şahsiyetler bulunuyordu.

Zamanla liman kenti olan Efes’te alüvyonların taşıdığı birikintilerinin var olan limanı doldurması sebebiyle liman kenti özelliğini yavaş yavaş kaybeden Efes’ de ilerki dönemlerde yaşanan büyük depremler ile çok zarar görmüştür. O şaşalı dönemlerinden eser kalmamıştır. Çok yakın bir zamanda 2015’te UNESCO dünya kültür mirası listesine girerek dünya genelinde adını duyurmuştur.

Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Efes Antik Kenti
Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Efes Antik Kenti

Ani Hayalet Şehri: 

“Binbir kilise şehri” olarak da bilinir. Konum olarak Türkiye’ nin Kars şehri sınırları içerisinde yer alıyor.

Tarih olarak milattan önce 1 yüzyıla kadar dayanan bir geçmişe sahip. Urartular döneminde birçok Krallık ve hanedanlık tarafından yönetilmiş ve bulunduğu coğrafya dolayısıyla çekişmeli savaşlara ve güç mücadelelerine şahit olmuştur.

En güçlü ve ihtişamlı dönemini Ermenilerin ü altındayken yaşayan şehir ardından Bizanslıların kontrolü altına geçmiş ve sonrasında 1064 te Alparslan’ın fethettiği Selçukluların yönetimi altına girmiştir.

Döneminde önemli bir ticaret şehri sayılan Ani şehri zamanla Moğolların bölgeyi ele geçirmesiyle ticari konumunda zayıflamalar meydana gelmiş ilerki zamanlarda değişen ticaret yolları vesilesiyle de ticari konumunun kaybolmasına seyirci kalmıştır. Bundan dolayı harabe eski ve hayalet şehir olarak günümüzde izlerine rastlıyoruz.

Kars’a uzaklığı 45 kilometre olan şehir içerisinde kiliseler ve birçok tarihi yapı barındırıyor. Türkiye ve Ermenistan ayıran Arap çay nehrinin hemen yanında bulunan şehirden bakıldığında Ermeni sınırında nöbet tutan askerleri de görmek mümkün.

Bu şehrimizde gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda 2016 yılında UNESCO listesine alınmıştır. Şehri gezip görmek isteyen turistlerin kullandığı ulaşım araçlarından biri de tren olup Doğu ekspresine bindiğiniz zaman hem gezerek hem de eğlenerek ve ayrıca öğrenerek gezinizin tadını çıkartabilirsiniz

Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Ani Hayalet Şehri
Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Ani Hayalet Şehri

Machu Picchu: 

Konum olarak Güney Amerika kıtasının Peru ülkesinde bulunan şehirdir. Bulunması biraz geç olsa da şehir üzerinde yapılan araştırmalar hala devam etmekte.

İnşasının 25 yılda tamamlandığı tahmin edilen bulutlar arasındaki şehir dünyanın 7 harikası arasında yer almaktadır.

İnkalar’ın oluşturduğu şehir tamamen doğa ile iç içe olarak dizayn edilmiş. Şehirde tarımdan hayvancılığa birçok geçim kaynağı ile hayatlarını sürdüren insanlar astronomiye olan merakları ile de araştırmaktan geri durmamış.

Deprem açısından çok riskli bir bölgede yer alan şehri yaparken buna göre teknolojiler düşünülmüş ve dağın zirvesinde oluşu bir artı olarak görülmüştür.

Farklı inançları olan İnkalar hayvanları inançlarında önemli bir noktaya koymuştur ve anlamlandırmıştır.

Şehrin keşfi 1911 yılında Amerikalı bir üniversite araştırma grubu tarafından tesadüfi olarak gerçekleşmiştir. Aslında tamam mı başka bir keşfe odaklanan ekibin bu şehri bulması insanlık tarihi açısından çok önemlidir.

Deniz seviyesinden 2830 metre yükseklikte inşa edilen bu şehirde inanılan inançlardan büyük Tanrı olarak kabul edilen varlık güneştir. İnkalar kendilerini güneşin oğlu olarak görmektedirler.

Binalarını inşa ederken muazzam büyüklükteki dikdörtgen kayaları birbirinin içine geçirerek yapıları oluşturan İnkalar bu kayaları hareket ettirebilmek için ise kayaların altına kütükler koyarak ittirme yöntemine başvurmuşlardır.

Şehirde 700’den fazla mezar keşfedilmiş keşfedilen bu mezarlardan kadın ve erkek cesetlerinin çıktığı görülmüştür. Ayrıca bu mezarlarda yatan kişilerin din adamları ve yöneticilerden oluştuğu da düşünülmektedir.

Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Machu Picchu
Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Machu Picchu

Angkor Wat: 

Konum olarak Güneydoğu Asya’daki Tonle Sap’ ın kuzeyi Kamboçya’nın Siem Reap şehrine çok yakın bir bölgede bulunur. Ormanların derinliklerini gizlenmiş olan tapınak oldukça mistik ve şimdiye kadar inşa etmiş olduğu en esrarengiz ve görkemli tapınak olarak adlandırılıyor

İçerisinde 50’den fazla tapınağı barındıran mekan 30 yılda tamamlanmış tapınağı yaptıran ise o zaman hüküm süren kralmış.

Önemli bir turistik mekan olan tapınak 1992 yılından bu yana UNESCO Dünya mirası listesinde yer alıyor. Bu tapınaklarda 12. Yüzyılda 1 milyondan fazla insanın yaşadığı tahmin ediliyor.

Bu tapınak tam bir mühendislik harikası ihtişamı ve büyüklüğü bir yana su üzerine müthiş bir şekilde inşa edilmesi ona hayranlıkla bakmanıza sebep oluyor. Uzaydan dahi görülebiliyor. Bu mühendislik becerilerini tarım alanında da geliştirilen halk Yağmur sularını ve nehir sularını akıllı bir şekilde depo ediyor ve bu suyla pirinç yetiştiriyorlardı.

Bu şehri terk edilmesinin ve antik gelişmesinin sebebi olarak ise bilim adamları fazlaca olan muson yağmurları şehrin su kanallarına tıkanmış Su baskınlarına neden olmuş ve şehir halkının şehre terk etmesine neden olduğu düşünülüyor.

400 yılı aşkın süredir terkedilmiş ve kaderine bırakılmış bu şehir haliyle doğanın kollarına teslim olmuş durumdaymış. Ta ki 1858 yılında Fransız bir doğa bilimci tarafından keşfedilene kadar.

Yıllar sonra UNESCO Dünya mirası listesine eklenen bu şehir restorasyon çalışmalarından sonra turistik bir mekan haline gelmiş ve sene 1993’de bu mekanı korumak için çalışma başlatılmıştır.

Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Angkor Wat
Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Angkor Wat

Petra:

Konum olarak Petra antik kenti Ürdün’ün güneyinde yer alıyor. 2200 yıldır ayakta kalan çeşitli amaçlar için kullanılmıştır. Kayaların oyulması ile oluşturulan Petra antik kenti UNESCO tarafından korumaya alınmıştır.

Nebatiler tarafından oluşturulan Petra antik kenti tanrıları için oluşturdukları bir ibadethanedir. Dış görünüşünü tasarlarken birçok uygarlıktan etkilenerek tasarlanmışlardır.

Milattan sonra 106 yılında Roma imparatorluğu şehri kendi sınırları içerisine dahil etmiştir milattan sonra 400 yılından sonra ise depremler ve aşınmalar sonucunda petranın yüzüne bakılmaz olmuştur. O devirden bu yana Petranın yerini sadece göçebe Arap kabileler biliyormuş. Ama İsviçreli bir kaşif burayı yeniden tüm dünyaya duyurmuştur ve bulduğunu ilan etmiştir.

Nebatilerin soyunun hazreti İbrahim’in oğlu İsmail’in 12 oğlundan büyük olan oğlunun soyuna dayandığı da düşünülüyor.

Şehrin herkes tarafından ilgi çeken pembemsi bir rengi varmış bu renk kayalardan gelmekteymiş ve göze çok çarpıyormuş. Petrayı bilindik yapan özelliklerinden biri de bu rengidir.

Gizemlerle dolu şehirler bize o dönemin yaşantısı hakkında ışık tutuyor ve onları daha iyi anlamamızı sağlıyor. Kim bilir belki de hâlâ keşfetmediğimiz gün yüzüne çıkarmadığınız nice antik şehir var. Onlar dünyanın herhangi bir yerinde keşfedilmeyi bekliyorlar.

Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Petra
Gizemlerle Dolu Şehirler: Uzun Yıllar Sonra Gün Yüzüne Çıkarılan Kayıp Kentler Petra

You may also like...